Yürek yakan feryat! ‘100 bin dolar verdik, oğlumun ölüsünü aldık’

Demirok ailesi, deprem felaketinde Hatay’da yıkılan evlerinde 11 yaşındaki oğullarını kaybetti. Acılı annenin, evladının kırkında mezarı başındaki feryadı yürekleri dağladı. Anne Alev Demirok, “100 bin dolar para verdik, sağlam dedik. En güvenli dediğim yerde oğlumun ölüsünü aldım” dedi. Baba Serdar Demirok ise, “Müteahhit Hikmet Günsay ve oğlu Burak Günsay, birinci derecede suçlu onlardır” diyerek sorumluların bir an önce yakalanmasını istedi.

  • 9.595 kez görüntülendi.
Yürek yakan feryat! ‘100 bin dolar verdik, oğlumun ölüsünü aldık’

Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin büyük yıkıma neden olduğu şehirlerden olan Hatay’da çok sayıda vatandaş enkaz altında kalarak can verdi.

Deprem sonucu hayatını kaybedenlerden biri de Demirok ailesinin 11 yaşındaki oğulları Ali Armanç Demirok oldu. Anne Alev Demirok, evladının ölümünün kırkıncı gününde mezarına giderek dualar edip, toprağına sarıldı.

Gözyaşları içinde feryat eden acılı annenin ayakta durmakta dahi zorlandığı görüldü. Mezarlıktan ayrıldıktan sonra evladını kaybettiği binanın önüne giden Alev Demirok, o gece yaşananları anlattı. Demirok, binayı yapan müteahhidin bir an önce yakalanmasını istedi.

“BİR YERDEN ÇIKACAK DİYE UMUTLA BEKLEDİM. ÇOK KÖTÜYDÜ HER ŞEY”

Deprem gecesi yaşananları anlatan Alev Demirok, “O gece saat 2 buçuk gibiydi. Bir ara uyandım, lavaboya gittim, baktım oğlum uyanık. Çok da mutluydu, çok güler yüzlü, elindeki tabletiyle oyun oynuyordu. Sabah okula gidecekti. Sonra uyudu, ben de uyumaya geçtim ve uyandığımda deprem oluyordu.

Önce yanımdakini salladım, ‘Yusuf, uyan’ dedim. Sonra Ali Armanç’a seslendim. ‘Anneciğim deprem oluyor, uyan oğlum’ dedim. 5-6 kez böyle söyledim, Yusuf’u da bırakıp gidemedim, çok şiddetliydi. Yüzümüze bir şeyler dökülmeye başladı, sesler geldi ve ben artık çöktüğünü anladım. 6-7 defa ‘La İlahe İllallah’ dediğimi biliyorum ve gözlerimi kapatıp kendimi küçük oğlumun üzerine attım. Sonra altımız yarıldı ve yere düştük. Yere düştüğümüzde oğlum bana, ‘Anne buradan çıkalım. Buradan ışık görünüyor, buradan çıkabiliriz’ dedi. Biraz zorlandık ama çıktık. Sonra ben küçüğünü getirdim ve bir yere koydum. Sonra arkaya, aynı yere gitmek istedim ama yolu bulamadım, çok karışıktı. Öğlen saatinde gittiğimde Ali’nin yorganını gördüm. Zannettim ki yorganı düşmüş. O akıllıdır, kalkmıştır, arkamdan koridora doğru gelmiştir, o bir yerden çıkacak diye umutla bekledim. Çok kötüydü her şey” dedi.

Yorumlar kapatıldı.