Kadınlarda en sık meme kanseri görülüyor

  • 325 kez görüntülendi.
Kadınlarda en sık meme kanseri görülüyor

Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Can Atalay, Türkiye’deki kanser istatistik verilerine göre, tüm yaÅŸ grupları deÄŸerlendirildiÄŸinde kadınlarda en sık görülen kanser türünün meme kanseri olduÄŸunu belirterek, “Meme kanseri 100 bin kadının 43’ünde görülmektedir. Kadınlarda saptanan tüm kanserlerin yüzde 24,9’u meme kanseridir. Erkeklerde ise meme kanseri görülmesi çok daha nadirdir.” dedi.

Prof. Dr. Atalay, Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, meme kanserinin yaÅŸ ilerledikçe daha fazla saptanan bir kanser türü olmasına raÄŸmen, Türkiye’de 35-40 yaÅŸlarında tanı konulan meme kanseri hasta sayısının gittikçe arttığını belirtti.

Resmi meme kanseri tarama programında mamografi çektirme yaşının 49’dan 40’a indirilmesinin, bu bulgunun doÄŸruluÄŸuna iÅŸaret ettiÄŸini aktaran Atalay, “Meme kanserinin genç yaÅŸta görülmeye baÅŸlamasının nedenlerini saptamak zor olmakla birlikte, toplumun beslenme alışkanlıklarının deÄŸiÅŸmesi ve kilolu bireylerin sayısının artması dikkat çekicidir.” dedi.

Can Atalay, “Ãœlkemizdeki kanser istatistik verilerine göre, tüm yaÅŸ grupları deÄŸerlendirildiÄŸinde kadınlarda en sık görülen kanser türü, meme kanseridir. Meme kanseri 100 bin kadının 43’ünde görülmektedir. Kadınlarda saptanan tüm kanserlerin yüzde 24,9’u meme kanseridir. Erkeklerde ise meme kanseri görülmesi çok daha nadirdir.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Meme kanserinin, tarama amaçlı yapılan mamografi ve meme ultrasonu gibi görüntüleme tetkiklerinde belirti vermeden saptanabileceği gibi, kişinin kendi kendine muayenesi veya doktor muayenesi sırasında da saptanabileceğini dile getiren Atalay, tanı yöntemlerine ilişkin vererek, şunları kaydetti:

“Memede hissedilen ÅŸiÅŸlikler meme kanserinin ilk belirtisi olabilmektedir. Ayrıca, meme cildinde renk ve ÅŸekil deÄŸiÅŸikliÄŸi, meme başının içe dönmesi, meme başından özellikle kanlı akıntı olması şüpheli bulgulardır. Koltuk altında ortaya çıkan ÅŸiÅŸlikler de meme kanserinin belirtisi olabilir. Kendi kendine meme muayenesi sırasında koltuk altlarının muayenesi ihmal edilmemelidir. Klinik deÄŸerlendirme ve görüntüleme yöntemlerinde meme kanserinden şüphe edildiÄŸinde patolojik tanıyı elde etmek için seçilecek yöntem, daha sonra uygulanacak ideal cerrahi yöntemin baÅŸarısını etkilemektedir. Bu nedenle tanının, beraber çalışan radyolog ve meme cerrahı tarafından konulması önemlidir. Görüntüleme eÅŸliÄŸinde ince veya kalın iÄŸne biyopsisi de tanı aÅŸamasında sıklıkla baÅŸvurulan yöntemlerden biridir.”

“Gerçek risk ancak genetik testlerle belirlenebilir”

Prof. Dr. Can Atalay, Türkiye’de meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser olduÄŸunu, son yıllarda, meme kanserinin tanı ve tedavisindeki geliÅŸmelerin hastalar açısından yüz güldürücü sonuçlar elde edilmesini saÄŸladığını kaydetti.

Atalay, “Tedavideki baÅŸarının artmasının temelinde, toplumdaki farkındalık ve tanının erken konulması yatmaktadır. Toplumdaki farkındalığın oluÅŸturulmasında medyanın, bilgiye internet ortamında kolay ulaÅŸabilmenin ve özellikle meme kanseri için yürütülen tarama programlarının etkisi büyüktür. Buna raÄŸmen, meme kanserine yol açan risk faktörleri ve cerrahi tedavi konularında doÄŸru olduÄŸu sanılan yanlış inançlar da mevcuttur. Toplumun bu kanserler konusunda doÄŸrularla aydınlatılması, erken tanı ve tedavi baÅŸarısının artırılması için önemlidir.” ifadelerini kullandı.

Meme kanserinden korunmak için doğum kontrol ve menopoz sonrası oluşan yakınmaları azaltmak için kullanılan ilaçların uzun süreli kullanılmamasının önemli olduğunu dile getiren Atalay, meme kanserinde ailesel risk artışı için belirlenmiş kriterlerin mevcut olduğunu, bu kriterlere göre, ailede kişinin birinci derece akrabalarından en az ikisinde meme kanseri saptanması gerektiğini söyledi.

Atalay, ayrıca, ailede yumurtalık (over), rahim (endometrium), bağırsak, pankreas kanseri gibi kanserlere sık rastlanmasının da ileri tetkiklerin yapılması için uyarı niteliğinde olduğunu vurgulayarak, gerçek riskin ise ancak genetik testlerle belirlenebileceğini söyledi.

Prof. Dr. Atalay, kanser hücrelerinin şekeri normal hücrelere göre daha fazla tükettiğinin deneysel çalışmalarda gösterilmesine karşılık, klinik çalışmalarda daha fazla şeker tüketmenin meme kanserinin seyrini kötü etkilediğine dair bir sonuca varılamadığını aktararak, şunları kaydetti:

“Genel olarak, kilo alımı vücutta yaÄŸ dokusunun artışına ve meme kanserini olumsuz etkileyebilecek östrojen hormonu yapımının artışına neden olur. Özellikle menopozda olan kadınlarda fazla yaÄŸ dokusu, östrojenin vücuttaki tek kaynağıdır. Bu nedenle, aşırı kilo alımından kaçınmak gerekmektedir. Meme kanserinde erken tanı için kiÅŸilerin 30’lu yaÅŸlardan itibaren ayda bir kez kendi kendilerini muayene etmeleri ve yılda bir kez meme cerrahı tarafından muayene edilmeleri ve gerekli görüntüleme tetkiklerini yaptırmaları gerekmektedir.”

Yorumlar kapatılmış.