Hatalı Davranışların Tek Sorumlusu Çocuk Değil
Şüphesiz her ebeveyn, mutlu ve başarılı çocuklar yetiştirmenin hayallerini kurar. Fakat bu hayali gerçekleştirirken izlenen yollar her zaman istenen noktaya ulaştırmaz. Çocukların dikkatini çekmek için bulunulan uyarılar da bunlardan biridir. Hatalı telkinler çocuğun dikkatini ilgili konuya çekse de, çocukta psikolojik olarak bazı etkilere sebep olabiliyor.
Anne babalar, kimi zaman çocuklarını yönlendirirken bazı uygunsuz tutumlarda bulunabiliyor. Öyle ki çocuğu uyarmak istedikleri durumlarda hatalı ikazlar yapabiliyorlar. Fakat uyarı yönteminin çocuk gelişiminde büyük önem taşıdığı bilinmelidir. Çocuğa karşı, “Etrafa zarar veriyorsun, çok yaramazlık yapıyorsun, çevreni rahatsız ediyorsun” gibi telkinlerde bulunmak yerine, “Bu konuda daha dikkatli olabilirsin, nazik davranmalısın ya da daha sakin yaklaşabilirsin” gibi uyarı cümleleri seçilmelidir. Çünkü ebeveynlerin tutumları ve davranışları çocukların psikolojilerini olumsuz yönde etkileyebilir.
Hatalı Davranışların Tek Sorumlusu Çocuk Değil
Gelişim dönemindeki çocuklar konusunda ailelerin çoğunlukla şikayetleri çocukların söz dinlememeleridir. Burada tek sorumlunun çocuk olmadığı unutulmamalıdır. Çünkü aileler, her ne kadar iyi niyetli uyarılarda bulunsa da ikazların türü beklenmedik sonuçlara yol açabilir. Örneğin; şiddet uygulayan bir çocuğa, kardeşine zarar veriyorsun” demek yerine, “kardeşine vurmamalısın, güzelce vakit geçirin” gibi uyarılar yapılabilir.
Çocuğa Ne Yapması Gerektiğini Anlatın
Çocukları uyarırken genellikle onlara neyi yapmaması gerektiği vurgulanır. Fakat çocuğun yönlendirilmeye ihtiyaç duyduğu nokta; ne yapmaması değil, nasıl davranması gerektiğidir. “Dikkat et, yapma, etme” gibi telkinler, çocuğun yalnızca karmaşa yaşamasına ve hatalı davranışlarına devam etmesine neden olur. Örneğin; oyuncaklarını dağıtmasından hoşnutsuzsanız çocuğunuza “etrafı dağıtma, senin yüzünden çok yoruluyorum” demek yerine, “oyuncaklarını topla ki kaybolmasın” ya da “oyuncaklarını topla, bir daha oynamak istediğinde onları rahatlıkla bulabilesin” demeniz daha net bir bildirim olacaktır. Böylece çocuk, eleştirildiğini değil, doğru olana yönlendirildiğini hissedebilir.
Uyarı Sırasında “Sen Dili” Suçlayıcı Olabilir
Çocukları herhangi bir konuda uyarırken eleştirel olmamak adına, “sen” yerine “ben” dilini tercih etmek de başka bir yol olabilir. Örneğin; konuşma sırasında araya giren çocuğa “sözümü kesiyorsun” uyarısı yapmak yerine, “sen araya girdiğinde ben anlatacağım şeyleri unutuyorum ve bu durum beni üzüyor” demek çocuk için daha az rahatsız edici olacaktır. Böylece çocuk, hem karşı tarafa hissettirdiği duygunun farkına varacak hem de kendini suçlanmış hissetmeyecektir.
Uyarmak Yerine Yönlendirin
Çocuklara hangi konuda uyarı yapılırsa yapılsın, muhatap alınan kişinin küçük de olsa bir birey olduğu unutulmamalıdır. Onların da duygularının olduğu ve kırılabildikleri bilinmelidir. Çocukların dikkatini bir noktaya çekmek istediğinizde neyi yapmalarını istemediğinizi değil, nasıl davranmalarını beklediğinizi düşünün ve uyarılarınıza bu yönde karar verin. Böylece iki tarafta da olumsuz bir etki oluşmayacaktır. Bilinmelidir ki; mutlu toplumlar inşa edebilmenin yolu mutlu çocuklar yetiştirmekten geçer.